Haber

İl sayısı neden 100’e çıkarılmak isteniyor?

ANKARA –MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli’nin “Yeni yüzyılda 100 il ve 1000 ilçeden oluşan idari yapılanması ile gücüne güç katmış bir Türkiye’yi inşa etmek ve canlandırmak mümkündür” açıklamasının ardından gözler, teslim olmayı bekleyen ilçelere çevrildi. eyalet haline gelir.

Nüfusun 100 bini geçmesi ve mevcut il merkezinin en az 30 kilometre uzaklıkta olması gibi kriterlere dayandırıldığı belirtilen yeni il tezlerinin ardından birçok ilçenin adı konuşulmaya başlandı. Midyat, Kahta, Polatlı, Kozan, Ünye, Ergani, Konya Ereğli, Elbistan, Balıkesir Edremit, Lüleburgaz, Nazilli, Cizre, Bandırma, Erciş, Zonguldak Ereğli, Fethiye olmak istediklerini belirten tabelaların olduğu bu semtlerin ortasında şehirlerin girişlerine bir il asıldı. , İskenderun, Manavgat, Siverek, Çorlu, İnegöl, Tarsus ve Alanya sayılmıştır.
Peki MHP lideri Bahçeli’nin daveti üzerine bu ilçeler il olursa ne gibi olumlu ya da olumsuz etkileri olacak?

‘ŞİMDİ GÜNDEME GELMESİNİN NEDENİ NEDİR?’

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Balaban’a göre ilçelerin il olacağı fikrinin ortaya çıkışı çok net değil. Siyaset bilimi, kamu yönetimi, kentleşme ve çevre sorunları alanlarında çalışmalar üreten Balaban’a göre “Şimdi neden gündem oldu” sorusuna çok kolay cevap verilemez.

İlçelerin vilayet olduğundan söz edilmesinin birçok kişinin ‘Bunun arkasında siyasi bir plan var mı’ sorusunun sorulmasına neden olduğunu belirten Balaban, ‘Bu konular objektif ve bilimsel zeminde tartışma sürekliliğinde yer almadığı için hep yeni şeyler yaratıyor’ dedi. sanki günlük bir politikanın manevrasının sonucuymuş gibi bir etki.”

Balaban, vilayetlerin uzmanlar ve ilgililer tarafından tartışılması gerektiğini söyleyerek, “Hangi yerlerin vilayet olup olmayacağını ancak derin bir tartışmanın sonunda söyleyebiliriz. Şu anda bu olmadığı için tepki ortaya çıkıyor” dedi.

prof. Osman Balaban

‘Bazıları siyasi, bazıları yerel referanslara yanıt veriyor’

Balaban’a göre il sayısındaki artışın temel nedeninin ne olduğu ve muhtaçlık olup olmadığı sorulduğunda bu durumun da farklı kriterlerle ele alınması gerekiyor. Balaban, çok büyük nüfusa sahip ilçelerde yönetim kapasitesinin yeterli olmadığını, bunun ortaya çıkabileceğine değindi. Bazı yerlerde coğrafidir. İlin coğrafyası ilçe ile ulaşım sorunu oluşturabilir. İnsanlar ilde günlük ihtiyaçları için o coğrafyayı geçemeyebilirler. Mekânsal nedenler bu ihtiyacı ön plana çıkarıyor olabilir. Balan dedi ki:

“Nüfus büyüklüğü ile yönetilemez hale geldiği için mi o ilçeyi tartışıyoruz yoksa coğrafi olarak mı tartışıyoruz? Çevre açısından, bu bir tartışma konusu olabilir. Bazı yerlerde doğal riskler çok yüksek olabilir. Örneğin şunu söyleyebiliriz; Bursa’da İnegöl bu risklerin çok ağır olduğu bir yer, bunları yönetebilmek için bu ilçede güçlü idari birimlere ihtiyacımız var. Ancak bunların uzmanlar tarafından objektif ve bilimsel olarak tartışılması gerekir. Bu yapıldığında ilçelerin il olma motivasyonu anlaşılmaktadır. Bilimsel tartışma yapıldığında; ‘Şehir milliyetçiliğinden mi, siyasi sebeplerden mi, milletvekili sayısı artırılmak mı isteniyor, Antalya Büyükşehir Belediyesi Alanya’yı Antalya’dan ayırırken kesin olarak siyasi bir bakış açısı mı kazanıyor?’ gibi sorular. kaybolabilir. Objektif ve bölgesel planlama açısından bakıldığında, bu tartışmayı bariz bir olgunlukta yapmadığımız için, ‘Arkasında ne var’ sorusuna kimileri siyasi, kimisi de yerel referanslara işaret ederek yanıt veriyor.”

‘HİZMET KOLAYLIĞI OLUŞTURUN’

Balaban sözlerini şöyle sürdürdü:

“İlçede yaşayan bireylerin maddi temelli beklentileri olabilir ve haklılar. Çünkü bir ilçe il olunca oraya taşra teşkilatı geliyor. Valilikten ilçe teşkilatlarının dönüşümüne kadar istihdam ve ekonomik canlılık yaratıyor. Memur ekiplerin sayısı ister istemez artıyor, belediyenin teşkilatı değişiyor. Bir semtin şehir ile dönüşmesi diğer kısımlarda da çarpan etkisi yaratabilmektedir. Bireyler bunun farkında olabilir ve talep edebilir. Öte yandan ilçenin il olması bireylere hizmet kolaylığı sağlamaktadır. Alanya ili olması hizmetlere ulaşımınızı kolaylaştırabilir. Bu nedenle bireylerin dünyasında yaratacağı olumlu etkilerin farkında olarak talepkar olabilir.”

BÜYÜKŞEHİR TALEBİ AÇIKLANDI

Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Maraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Urfa ve Van, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 2012 yılında kabul edilen kanunla büyükşehir oldu. Köylerin mahalleye dönüştüğü süreçte, ödenen vergiler ve faturalar başta olmak üzere bu kentlerde yaşayan insanlar üzerinde doğrudan farklı etkiler ortaya çıkmıştır. Merkezden belediyelere gelen bütçede de artış oldu. Balaban, bu süreçle ilgili şunları söyledi:

“İllerin büyükşehire dönüşmesi konusunda bu durum daha olumsuz algılandı. Vergi değişikliği, fatura değişikliği, bazı şeyleri yapamama gibi durumlar ortaya çıktı. Örneğin illerin büyükşehirlere dönüşmesi ile birlikte bu insanların hayatlarına neler kattığı ve neler kattığı konusunda çok fazla araştırma yapılmamıştır. Bu yüzden daha uzak bir yerden konuşmak zorundayız.”

‘RANT EKONOMİSİ BÜYÜYECEK’

Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Ceren İlter Soy’a göre ekonomi “kira ekonomisi” üzerine kurulu olduğu için bir şeyden eser çıkarmak mümkün değil. Arsalar üzerine inşaatlar yaparak ekonominin bağımlı bir şekilde dönmeye çalıştığını belirten Soy, “Konut kiralarındaki artışın temelinde bu var. Şu anda bu ilçeler il olduğunda rant ekonomisi büyüyecek ve benzer yapılanma burada da görülecektir. Bu ekonomik sistemin başka bir yerde gelişmediği süreçte konut krizini burada daha yoğun olarak göreceğiz. En küçük ilçelerde bile konut kiralarının çok yüksek olduğunu biliyoruz.”

Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Ceren İlter Soy

‘PEK ÇOK KİŞİ DİREK ŞEHİR İSTİYOR’

İlçelerin kentli hale dönüştürülmesi kararının, bu alanlarda yaşayanların talep ve isteklerinin çok iyi anlaşılmasından sonra verilmesi gerektiğini belirten Soy, “Aynı durum büyükşehir belediyelerine dönüşüm sürecinde de geçerliydi. Köyde yaşayanlara ‘Gerçekten şehir kalitesine ulaşmak istiyor musunuz’ diye sorulması gerekirdi ama sorulmadı. Bu ilçelerdeki halkın il olma talepleri nelerdir? Birçok kişinin talebi, yaşadıkları şehirleri doğrudan yönetmek. Örneğin Polatlı, imar planlarını Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne göndermeden planlarını daha hızlı geçirmek istiyor.

‘ŞEFFAFLIK YOK’

Şehirlerin muhtaçlığı değerlendirilerek şehirlerin muhtaçlığının değerlendirilmesi gerektiğini belirten Soy, “Bu şehirlerin gerçekten buna ihtiyacı var mı? Böyle olursa tüm ilçeler ibret verici sorunlar yaşayabilir. Diyelim ki bir yol yapılmak isteniyor, büyükşehir belediyesinin yetkisindeyse ilçe belediyeleri müdahale edemiyor. Birçok ilçede bu tür sorunlar var. Ancak burada nasıl bir seçim yapılacağı değerli bir sorudur. Bu bahsin uzun uzadıya tartışıldığını sanmıyorum. Kafalarında planladıkları bir şey varsa, onları gerçekleştirmek için yapılmış gibi görünüyor. Bu ilçelerin nasıl belirlendiği de bilinmiyor, şeffaflık da yok” dedi.

habertut.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu